ATATÜRK SİZİ KURTARMAZ

Şu ana kadar, dün yapılan seçimlerle ilgili herhangi bir şey yazmama niyetindeydim. Ne olsa muhalefet yine kaybetti (düşük oy aldı). Kaybeden kişi ağzını elbette bozacaktır. Onun için de boş tartışmalara girmeye gerek duymadım. Âmâ seçim sonuçları ile ilgili muhalefetin dile getirdiği ahlaksızca eleştirileri görünce kendimi zor tuttum desem yeridir. Gönlüm elvermedi susmaya. Bence konuşmak ve yazmak susmaktan daha iyidir. İçimizi kemiren kelimeler ve düşünceler yazı ile hayat bulunca başkalarının içini kemirir diye düşünüyorum. Öncelikle AK Parti’yi ve AK Parti’ye oy verenleri tebrik ederim. Cumhuriyet tarihinde bir ilki gerçekleştirdiniz. Üst üste üç defa iktidar olan ve oy oranını hep arttıran tek parti AK Parti’dir. Diğer partileri de tebrik ederim. Güçlü iktidara güçlü muhalefet gerek ne de olsa. Gel gelelim bu yazıyı yazmama sebep olan nedenleri açıklamaya. Burada muhalif partilere değil muhalefete oy veren seçmenlere dikkati çekmek istiyorum. Ne de olsa particiler yapmaları gerekeni yaptı. Ve seçim bitti. AK Parti tekrar iktidar oldu. Ama muhalif seçmenler bunu içlerine sığdıramadı. Herkes müthiş bir şekilde eleştirmeye başladı. Geçen seçimlerde sahil kesimi denen bölgelerde AK Parti fazla oy alamıyordu. (Onlara göre Karadeniz sahil değil). Ama şimdi nerdeyse bütün sahil kesimi AK Parti’ye oy verecekti. Sahil kesimi denen sadece 3 ilde (İzmir, Aydın, Muğla) AK Parti 1. olamadı. Biraz daha zorlansaydı CHP’nin kalesi denen İzmir’i de AK Parti alacaktı. Bu seçimlerden önce” Sahil kesimiyle gurur duyuyorum.” diyenler artık;” İzmir, Aydın, Muğla (Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Tunceli’yi katmayı unutmayalım. Ama bu iller sahil kesimine dâhil edilmiyor) ile gurur duyuyorum.” demeye başladı. Yani kendileri gibi düşünenlerin sayısı azaldı. Şimdi bunlar kalkıp bu insanlara da ” Bidon kafalı” der emin olun. Bazıları ise ”Cahillerin zaferi” diye ahlaksızca söylemlerde bulundu. Oysa hiçbir AK Partili; CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye yahut diğer partilere oy verenlere aptal, salak, cahil… gibi terbiyesizce ve düzeysizce bir yaftalamada bulunmaz. Kendi hür iradeleridir denilip saygı duyulur. MHP’li ve CHP’li bazı kişiler; ”Darbe yapılmalı, yoksa bunların gideceği yok. Her geçen gün daha fazla oy alıyorlar” dedi. Zaten onlar kaybettikleri şeyi arıyorlar. Darbe ile hayatlarını renklendiriyorlardı. Artık ”Darbe yapmak” imkânsız hale geldiği için boş arayışlara girmiş vaziyetteler. Biri de demiş ki; ”Oy pusulalarında kabartma yazı kullanılmadığı için görme engelli vatandaşlarımız oy kullanamamış. Görme engellilerde oy kullansaydı AK Parti 1. olamazdı.” Buna gülüp geçiyorum. Hiçbir şey demiyorum. Bir eğitimci ise; ”Bir gün bu memleketin yanağına öpücük, başucuna bir not bırakıp gideceğim: öyle güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım.” demiş. Seni alnından öpmek isterim sayın öğretmen adayı arkadaşım. Sınırlı sözcüklerle, sınırsız cümleler kervanına bir yenisini ekledin. Tebrik ederim. “Çok iyi bir insandır.” dediğim arkadaşlarımdan biri ise; ”Davos’a mi yerleşsek acaba. ”Daha da gelmem Davos’a” demişti.” diye Erdoğan için eleştirel bir cümle yazmış Facebook duvarına. Seni ayakta alkışlıyorum arkadaşım. Biletin benden yolun açık olsun. AK Parti’nin tekrar iktidara seçilmesini eleştirmek için;” Halkını cehalet ve sefalete teslim eden yöneticiler yok olmaya, cehalet ve sefalete sürükleyen yöneticileri seçen halk ise köle olmaya mahkûmdur.” ile ”Fazla geldiyse size, Hürriyet, Cumhuriyet…Özlemini çekiyorsanız, saltanatın, sultanın…Hâlâ önemini anlayamadıysanız millet olmanın…Kul olun, ümmet kalın, fetvasını bekleyin şeyhülislamın. Unutun tüm dediklerimi. Yıkın, diktiğiniz heykellerimi. Rahat bırakın beni.” Atatürk’e ait olan (emin değilim) bu sözleri yazanları anlamakta güçlük çekiyorum. AK Parti’nin tekrar iktidara gelmesini eleştirmek için neden Atatürk’ün sözleri söylüyorsunuz. Neden bir ölüden medet umuyorsunuz. Siz ölmüş birinin söylediklerini söyleyerek kazanacağınızı mı düşünüyorsunuz. Yoksa kendinizi mi tatmin etmek istiyorsunuz. Seçim sonucu milletin kararıdır. Saygılı olun, edebinizle oturun oturduğunuz yerde