DEVLETİN ŞEHİRLERDE ACİZLİĞİ

Evet, artık devletin dağlardaki acizliği şehirlerde de göstermeye başlamıştır. Yavaş yavaş “Güçlü Türkiye” imajı zedelenerek yok olmaya başlamış ve ülke resmen kaos ortamına girmiştir.

Ben dedim olacak zihniyetiyle koltuğa oturanlar, koltuk sevdasına düşmüş ve asıl yapmaları gereken istişare, duyarlılık, aklıselim davranmak gibi kavramlara artık çok uzaklar.

Diktatörce yönetilen ülkelerde bile olmayan işler oluyor, dönmeyen dolaplar dönüyor. Bir yandan kendi evlatlarını kurtarmak için temiz insanlara iftira atıp şeytanın bile aklına gelmeyen yöntemlere başvuranlar milletin huzuru, devletin bekası için bu titizliği göstermemektedirler.

“Nasıl olsa artık millete ne dersem diyeyim bana inanırlar.” düşüncesi kör olan halka kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir.

Kobane eylemleri ülkenin gündemine girdiği ilk günden beri güç zehirlenmesine devam eden devlet yetkilileri köklü bir çözüm bulamamış ve tamamen acizliğini gösterircesine sadece açıklamalar yapmakta ve sokağa çıkma yasakları koymaktan öteye gidememektedir.

Paralel devlet iftirasına artık kendileri bile inanmış ve bayram, tatil dinlemeden okulların duvarlarını yıkmaktadırlar. Gerçek paralel devlet ise IŞİD üyeleri diye bazı cemaat evlerini yakmış, mescitleri talan etmiş onlarca insan ölmüştür. İstanbul’da A101 mağazası yakılmış yağmalanmıştır. Okullar yakılmış, kamu binaları kullanılamaz hale getirilmiş, halka korku panik salınmıştır.

Aciz devlet yetkilileri ise AKP binalarını koruyun talimatı vermiştir. Milletin, devletin hangi zararı gördüğü onları ilgilendirmemektedir. Asıl korumaları gereken kişileri bırakıp kendi kurumlarını korumaya çalışmalarından anlaşılıyor ki acizlikleri bir kez daha tescillenmiş durumdadır.