HANGİ ATATÜRK?
- Savaş Barha
- 18 Mar 2012
- 2 dakikada okunur
Herkesin;
kendince doğruları,
kendi düşünceleri,
kendi inaçları vardır.
Kendi …izm’leri vardır.
Hintliler ineğe tapar,
Çinliler Buda’ya,
Zerdüştler ateşe,
Müslümanlar Allah’a inanır,
Ve inançları gereği,
‘’Emr-i bil maruf nehy-i anil münker.’’ prensibi ile yaşar.
Hristiyanlar Tanrı’ya ve onun oğlu İsa’ya(!) inanır.
Masonlar tek gözlü Deccal’i ve Mehdi’yi bekler.
Dünya’yı onun geleceği ortama hazırlar.
Yeryüzünü kargaşaya ve kaosa sürüklerler.
Yani her farklı coğrafya da,
her kültürde, her dinde ve her bedende
farklı bir inanış muhakkak olmuştur.
Bazen de bu inanç meselesi,
nefes alan bireylere kadar iner.
Öyle kutsal bir varlık haline getirilir ki
o etten kemikten insan,
hatasız, yaptığı icraatler tastamam doğru,
her şeyi vatan uğruna yapmış,
zerre kadar kendi menfaatini düşünmemiş,
görev ne gerektirmişse onu icra etmiş…
gibi fikirlere sahipler.
Onun yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyenleri de,
vatan haini, satılmış, cahil, tarikat adamı…
diye yaftalamaktanda hiç çekinmezler.
Üslub-u beyan ayniyle insan der geçeriz.
Gel gelelim asıl meseleye;
Ben Atatürk’ün,
Çanakkale’den
Anadolu’ya geçemeyeceğini anlayan
İtilaf devletlerini yönlendiren
Mason Locaları’nın, Anadolu’daki iman gücünü kırması
ve bu topraklarda yaşayanları dinden soğutmaya çalışması
için görevlendirilen biri olduğunu,
okuduklarımdan, duyduklarımdan
ve izlediklerimden biliyorum.
Tekke ve zaviyelerin kapatılması,
Ezan-ı şerifin Türkçeleştirilmesi,
Sarığını çıkarmayıp, şapka takmayan
toplumun ileri gelen din adamlarının
İstiklal Mahkemeleri’nce darağacına gönderilmesi,
Înkılaplara karşı geldiği iddiası ile
mezarından çıkarttırılıp idam edilen,
Erzincanlı Şeyh Mevlevi İbrahim Hakkı…
Atatürk’e olan düşüncelerimin nedenlerinden bazıları sadece.
Çevremdeki bazı kişilerin ise
benim gibi düşünmediklerini
çok net bir şekilde görüyorum.
Dünyada altı milyar insan var.
Hepsinin de aynı düşünmesini bekleyemeyiz.
Birbirinden bağımsız düşünce yapıları kadar
normal bir şeyde olamaz zaten.
Her bir birey farklı bir düşünce demektir.
O kişilere göre ise Atatürk;
Vatan sevdalısı, kurtarıcı,
kahraman, dünyanın en zeki insanı,
büyük bir lider, …
ve buna benzer sıfatlar almış ulu önder biridir.
Bu kişilerin düşünceleri
asla sonradan oluşmuş değildir bence.
Aileleri hangi düşünce yapısına sahipse,
neye doğru demişlerse,
neye inanıp neye inanmamaları gerektiğini öğretmişse,
bu kişiler de kendilerine öğretilenlere göre şekillenmişlerdir.
Benim düşüncelerimin bana göre doğru olduğu gibi,
başkalarının düşünceleri de kendilerine doğru geliyor.
Saygı duyarım onlara.
Bu yazımı yazmama sebep olan şey ise
kaç tane Atatürk var acaba.
Düşüncelerdeki gerçek olan hangisi.
Benim zihnimdeki Atatürk ile
çevremdeki bazı kişilerin bildiği Atatürk hiç mi hiç uyuşmuyor.
Zenci ile beyaz arasında ne kadar fark varsa,
bu iki portre arasında da o kadar fark var.
Ya ben yanlışım ya da onlar.
Gerçeği elbet te yine tarih söyleyecek.







Yorumlar