top of page

AŞK BAHANEYE GELMEZ

  • Yazarın fotoğrafı: Savaş Barha
    Savaş Barha
  • 19 Eki 2017
  • 2 dakikada okunur

Aşkın türlü türlü tarifi yapıldı.

Mutluluğu ve acısı dillendirildi hep.


Şiirlerde yazıldı, 

romanlarda haykırıldı, 

şarkılarda seslendirildi, 

sahnelerde canlandırıldı.


Ama aşkın nasıl değer kaybettiği, 

nereden, nereye geldiği çok az anlatıldı.


Çünkü insanlar duyguyu yaşamak ister, 

bu bazen aşk olur, bazen de mutluluk.

Hatta aşk acısı çekmek isteyen bile olabilir.


Ama aşkın değer kaybettiğini, 

günden güne eridiğini izlemek isteyen kimse olamaz.


Aşkın iki noktası vardır azizim. 

Başladığı yer ve şimdi olduğu yer.


Başladığı yerde, 

yani âşık olduğunuz ilk anlarda 

dertleriniz dünya kadar da olsa umurunuzda olmaz.


Bütün olumsuzluklara 

kör ve sağır olursunuz.


Kaderinizi etkileyen durumlarda bile 

duyarsızlaşırsınız mutsuzluklara.

Hiçbir şey sizi üzemez, ağlatamaz ve incitemez.


Kalbiniz, sadece âşık olduğunuz 

kişiyi düşünmeye meylettirir sizi.


Aklınızda sadece âşık olduğunuz kişi varken,

ne gelecek hayalleri, 

ne ekmek parası, 

ne sınav kaygısı, 

ne yorgunluk, 

ne de herhangi bir dert sizi etkileyemez.


Hiçbir dert sizi etkileyemediği için,

siz de bu dertleri sevdiğinize yansıtamazsınız.


Hayat size tozpembe görünür. 

Hep de öyle devam edecekmiş gibi hissedersiniz.

Eğer ki sevginiz azalmazsa, zaten bu hep böyle de devam eder. 


Başkalarının tozpembe kurduğu hayalleri siz bizzat yaşarsınız. 

Dünyanız, cennetiniz olur.


Sonra aniden bir şeyler değişir.

Anlam veremediğiniz, 

elinizin, ayağınızın bağlandığı,

dilinizin kitlendiği bir şeyler.


Ne olduğunu dahi bilemezsiniz.

İlk günkü aşk, şevk kalmamıştır.


Görmediğiniz, duymadığınız dertleri 

görmeye ve duymaya başlarsınız.


Görmek ve duymakla kalmaz,

aklınızı bu dertlerle meşgul edersiniz.


Sonra kalp kırar, istemeseniz bile 

incitirsiniz âşık olduğunuz kişiyi. 

Önceki büyük hataları bile görmeyen siz, 

artık en ufak bir hatada yabancılaştırırsınız kendinizi.


Günlerce af dilemelere, 

yalvarmalara kulak tıkarsınız.


En yakınınızdakinin

kendi hayatı adına yaptıklarından, 

sizin iş yükünüz artmış olabilir. 

Yorgunsunuzdur.

Hatta tarih, felsefe bile size iğrenç gelebilir.


Ne olursa olsun azizim.

Aşk kutsaldır, bahaneye gelmez.

Bu kutsalı hiç bir fani duygu değiştiremez.


Son Yazılar

Hepsini Gör
SESSİZ MEKTUP

İyi günler nasılsınız? Şimdiye kadar paylaşımlarımın çoğunu beğenen, onlara en çok yorumda bulunan siz oldunuz? Bu sebeple sizinle bir şey paylaşmak istiyorum. Çünkü bir karar alacağım ama daha netleş

 
 
 
YILDIZLAR KISKANDI

Seni düşünmeyince hep canım sıkılıyor.  Seni düşününce ise hep yüzüm gülüyor. Yine bir gün öylece oturmuştum. Sensizliğin ayazına varıncaya dek  seni düşünüyordum. Mutluydum, yüzüm gülüyordu. Sonra pe

 
 
 
SENSİZLİK

Hava neden mi karanlık? Gelmedin ki güneş doğsun. Sensizliğe isyan edercesine kalbim gibi kararmış şehirler. Kuşlar neden mi ötmüyor? “O yoksa bizde yokuz.” deyip göçtüler. Direnemedim, durduramadım.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page