KÜÇÜK BİR DENİZ TAŞI
- Savaş Barha
- 21 Eki 2017
- 1 dakikada okunur
Dolabına sakladığın kutunun,
açık kalan kapağından seni izleyen,
cam bir şişede küçücük bir deniz taşıyım ben.
Sabah olduğunda,
gözlerini açtığın o ilk ana tanıklık ederim.
Kollarını iki yana açıp
rahatlamak için gerilmeni,
tebessüm edişini,
aynaya kadar yürüyüp
kendini seyredişini izlerim.
Saçlarını taradığında
yüzündeki hülyalı bakışları izlerim.
Pencereni açmanı,
yatağını düzeltmeni,
masanı toplamanı izlerim.
Odandan her çıktığında ağlar,
üzüntüden kahrolur,
sen geri gelene kadar daha çok kararırım.
Ama çok şanslı,
küçücük bir deniz taşıyım ben.
Çünkü gününün büyük
bölümünü odanda geçiriyorsun.
Bende seni doya doya izliyorum.
Dolabına her yaklaştığında,
patlamasına ramak kalmış bir
mısır tanesi gibi titremeye başlarım heyecandan.
Ama bazen de korkarım.
Dolabın kapısını kapatırsın diye,
seni göremem, izleyemem diye.
Zaten son zamanlarda çok az uğruyorsun odana.
Özellikle hafta sonları hiç yoksun.
Sanki hafta sonları benim de sonum gibi.
Yalnızlıktan sıkılıyor, seni çok özlüyorum.
Şuan içinde olduğum bu şişeyi kırmak,
parçalamak istiyorum.
Koşarak yanına gelip masanın üzerine çıkmak,
yüzünün tam karşısında seni izlemek istiyorum.
Çünkü beni unuttun.
Çünkü benimle konuşmuyor,
benimle ilgilenmiyorsun.
Artık beni sevmiyorsun sanki.
Sırtını dönme bana ne olur.
Seni izlemekle mutlu olan,
küçücük bir deniz taşıyım ben.







Yorumlar